İngilizce » Türkçe  |
Yukarı  |
| lick |
{lık}
- [N] yalama, tokat, hız, azıcık, bir parçacık
- [V] yalamak, dayak atmak, dövmek, yenmek, üstesinden gelmek, halletmek
|
|
| lick |
f.
i. yalamak; alev gibi yalayıp geçmek; argo dayak atmak; argo üstün gelmek, galebe çalmak, galip gelmek, yenmek;
i. yalama, yalayış; tokat; yalanacak miktarda az şey; büyük surat; hayvanların yaladıklan tabii tuz.lick clean yalayıp temizlemek. lick into shape biçim vermek, hazırlamak. lick ones boots el etek öpmek, dalkavukluk etmek, çanak yalamak. lick ones chops yemek beklerken yalanmak. lick the dust mağlup olmak. a lick and
s. promise baştan savma, yarımyamalak. ones licks fırsat, sıra. |
|
| lick |
f. 1. yalamak. 2. alev gibi yalayıp geçmek. 3. k. dili dayak atmak. 4. k. dili üstün gelmek, yenmek.
i. yalama, yalayış. |
|
| lick |
lick
lîk
Fiil
* yalamak.
* alev gibi yalayıp geçmek.
slang
* dayak atmak.
slang
* üstün gelmek, yenmek.
İsim
* yalama, yalayış. |
|
| lick |
yalamak; alev gibi yalayıp geçmek; {argo.} dayak a |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
| lick one's chops |
- [ID] ağzının suyu akmak, can atmak, yalanmak
|
|
| deer lick |
{'dıərlık}
- [N] geyiklerin yaladığı tuzlu toprak
|
|
| at full lick |
|
|
| full lick |
|
|
| give a lick |
|
|
| lick into shape |
- [ID] adam etmek, yontmak, şekil vermek
|
|
| lick one's lips |
- [V] dudaklarını yalamak, yalanmak, ağzının suyu akmak
|
|
| lick smb.'s boots |
- [ID] yaltaklanmak, dalkavukluk etmek, yağcılık etmek
|
|
| lick the dust |
- [V] yerlerde sürünmek, kendini alçaltmak, öldürülmek
|
|
| salt lick |
{'sɔ:lt,lık}
- [N] tuz yalama yeri, hayvanların tuz yaladıkları yer
|
|
| give s.t. a lick and a promise |
bir şeyi yalapşap/yalap şalap yapmak. |
|
| lick clean |
yalayıp temizlemek. |
|
| lick into shape |
biçim vermek. |
|
| lick one´s chops |
düşündükçe ağzı sulanmak. |
|
| lick s.o.´s boots |
birinin elini eteğini öpmek, birine dalkavukluk etmek. |
|
| lick the dust |
1. öldürülmek. 2. yere serilmek, yeri öpmek, iki seksen uzanmak. 3. el etek öpmek, çanak yalamak. |
|
| give something a lick and a promise |
* bir şeyi yalapşap/yalap şalap yapmak. |
|
| lick clean |
* yalayıp temizlemek. |
|
| lick into shape |
* biçim vermek. |
|
| lick one's chops |
* düşündükçe ağzı sulanmak. |
|
|
|