İngilizce » Türkçe  |
Yukarı  |
meet |
{mi:t}
- [A] uygun, münasip
- [N] karşılaşma, yarışma
- [V] görüşme yapmak, karşılaşmak, rastlamak, toplanmak, bulmak, tanışmak, görüşmek, buluşmak, karşılamak, kavuşmak, başına gelmek, uğramak, yerine getirmek
|
|
meet |
i. karşılaşma, atletizm yanşması. |
|
meet |
s. uygun, münasip, yakışır. |
|
meet |
f. {met} rastgelmek, karşılaşmak, tesadüf etmek, bulmak; karşılamak; tanışmak; buluşmak, toplanmak, bir araya gel mek, görüşmek; birleşmek, kavusmak; uğramak, başına gelmek; yerine getirmek. |
|
meet |
i. {atletizm ve yüzme dallarında} karşılaşma, yarışma. |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
Let's meet at ten a.m. |
- [PHR] sabah: Sabah saat onda buluşalım.
|
|
meet with approval |
- [V] onaylanmak, onay almak
|
|
meet in council |
- [V] toplanmak, toplantı yapmak
|
|
meet the deadline |
- [N] zamanında teslim etmek, zamanında tamamlamak
|
|
meet one's doom |
- [ID] kaderine boyun eğmek
|
|
I would like to meet you in the lobby. |
- [PHR] lobi: Sizinle lobide buluşmak isterim.
|
|
It's nice to meet you. |
- [PHR] tanışmak: Tanıştığımıza memnun oldum.
|
|
let's meet again! |
|
|
make both ends meet |
- [ID] geçinmek, idare etmek, iki yakası bir araya gelmek, ayağını yorganına göre uzatmak
|
|
nice to meet you! |
- [INTRJ] tanıştırmak: tanıştığımıza memnun oldum!
|
|
When and where can we meet? |
- [PHR] buluşmak: Ne zaman ve nerede buluşabiliriz?
|
|
meet by chance |
- [V] rastlamak, rastgelmek
|
|
meet half way |
- [ID] uzlaşmak, ortayı bulmak
|
|
meet the case |
- [V] uymak: şartlara uymak, gereğini yapmak
|
|
meet a need |
|
|
Let's meet at ten p.m. |
- [PHR] akşam: Akşam saat onda buluşalım.
|
|
meet with a repulse |
- [V] reddedilmek, geri çevrilmek
|
|
track meet |
- [N] atletizm karşılaşması
|
|
glad to meet you |
I´m glad to meet you. Tanıştığımıza memnun oldum. |
|
happen to meet |
-e rastlamak, -e tesadüf etmek. |
|
|
|