Sonuçlar

Türkçe » İngilizce Yukarı
mevsim
  • [A] etesian
  • [N] season, tide
mevsim season.

mevsimli mevsimsiz konuşmak to say things at the wrong time, speak out of turn, be inclined to put one´s foot in one´s mouth.
mevsim * season.
mevsim season
mevsim season

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
mevsim rüzgârı
  • [N] monsoon
mevsim sonu
  • [N] after-season
mevsim tanrıçaları
  • [NPR] Horae
mevsim sonu satışı
  • [N] clearance, sale: clearance sale
mevsim sonu satışları
  • [N] sale: seasonal closing-out sale
üçer günlük dört mevsim orucu
  • [N] ember days
durgun mevsim * dead season, dull season.
ölü mevsim * dead season {the months when a business' trade is slack}.
yağmurlu mevsim rainy season
v.lezzet ver:n.mevsim season
mevsim rüzgârı monsoon n.
mevsim sonu after season n.
mevsim sonu satışı clearance, clearance sale n.
mevsim sonu satışları seasonal closing out sale n.
Mevsim tanrıçaları Horae n.
üçer günlük dört mevsim orucu ember days n.