| miss |
{mıs}
- [N] hanım, bayan {evlenmemiş}, matmazel, kız, ıska, karavana, isabet etmeme
- [V] ıskalamak, özlem duymak, gözlemek, vuramamak, kaçırmak, özlemek, aramak, eksik olmak, kaçırmak {fırsat}
|
|
| miss |
f. vuramamak, vurmamak, isabet ettirememek veya etmemek; bulamamak, kaçırmak, yanlışlıkla atlamak, ele geçirememek; özlemek, yokluğunu hissetmek, aramak. miss fire ateş almamak. miss out atlamak, görmemek; gidememek, kaçırmak. miss the point meseleyi kavramamak. He just missed being run over ezilmekten zor kurtuldu. |
|
|