ingilizce sözlük
İngilizce - Türkçe Sözlük
www.ingilizce-sozluk.net
Online İngilizce - Türkçe Sözlük, İngilizce Sözlük, İngilizce Çeviri
Menü
Türkçe
İngilizce
Anasayfa
Son Aranan Kelimeler
En Çok Aranan Kelimeler
Araçlar
İletişim
Sonuçlar
Türkçe » İngilizce
Yukarı
oturan
[A]
sitting, resident, sedentary
[N]
resident, inhabitant, dweller, occupant, occupier
oturan
sitter
oturan
inhabitant
oturan
sitting
Türkçe » İngilizce
İlişkili Sonuçlar
Yukarı
banliyöde oturan
[A]
suburban
banliyöde oturan kimse
[N]
suburban, suburbanite
başka bir ülkede oturan mal sahibi
[N]
absentee
bataklık arazide oturan kimse
[N]
bogtrotter
çalılık arazide oturan kimse
[N]
bushman
geçici olarak oturan
[A]
nonresident
hep evde oturan
[A]
sedentary
içe oturan söz
[N]
stinger
kendi evinde oturan kimse
[N]
owner-occupier
nehir kenarında oturan kimse
[N]
riverain
nehir kıyısında oturan kimse
[N]
riparian
Ohio'da oturan kimse
[N]
buckeye: Buckeye
oturan kimse
[N]
resident, inhabitant, indweller, occupant, sitter
oturan kimse (ev)
[N]
inmate
sayfiye evinde oturan kimse
[N]
cottager
sınırda oturan kimse
[N]
borderer
sömürgede oturan kimse
[N]
colonial
ucu su dibine oturan misina
[N]
ledger line
vücuda oturan
[A]
skintight, slinky
Sırça köşkte oturan, komşusuna taş
atasözü * People who live in glass houses shouldn't throw stones.