İngilizce » Türkçe  |
Yukarı  |
| out-of-date |
{,aʋtəv'deıt}
- [A] günü geçmiş, eski, çağdışı, modası geçmiş
|
|
| out-of-date |
s. 1. günün şartlarına uymayan; çağın gereksinimlerini karşılamayan. 2. modası geçmiş, demode. |
|
| out-of-date |
out-of-date
aut'ıvdeyt'
Sıfat
* modası geçmiş, demode. |
|
| Out-of-date |
Eski |
|
| Out-of-date |
Güncel Değil |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
| advance the date |
|
|
| back-date |
{,bæk'deıt}
- [V] eski tarih atmak, geçmiş tarihi de kapsatmak
|
|
| date of birth |
|
|
| blind date |
- [N] tanımak: tanımadığı biriyle çıkma, tanıma: tanımadan buluşulan kimse
|
|
| closing date |
{'kləʋzıŋ,deıt}
- [N] kapanış tarihi, kapanış günü
|
|
| completion date |
|
|
| date |
{deıt}
- [N] tarih, zaman, dönem, vade, randevu, buluşma, flört, hurma
- [V] tarih atmak, zamanını belirlemek, çıkmak, flört etmek, buluşmak, eskiden kalmak, eski bir tarihten geliyor olmak, eskimek, bayatlamak
|
|
| date ahead |
- [V] ileri bir tarihe atmak
|
|
| date back to |
- [V] geçmişe dayanmak, geçmişe uzanmak
|
|
| date block |
- [N] takvim, yapraklı takvim
|
|
| date from |
|
|
| date palm |
{'deıtpɑ:m}
|
|
| date-tree |
{'deıt,tri:}
|
|
| date up |
- [V] buluşmak, çıkmak, randevu vermek
|
|
| double date |
- [N] iki çiftin birlikte buluşması, ikili buluşma
|
|
| expiration date |
- [N] vade sonu, geçerlilik sonu, son kullanma tarihi
|
|
| post-date |
{pəʋst'deıt}
- [V] ileriki tarihe yazmak, sonraki tarihi atmak
|
|
| pull date |
- [N] son kullanma tarihi, vade sonu, geçerlilik sonu
|
|
| of recent date |
- [A] son günlerdeki, yeni olmuş
|
|
| at short date |
|
|
|
Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
| date back |
1. belong to an earlier time; "This story dates back 200 years". |
|
|
|