| owe |
{əʋ}
- [V] borçlu olmak, minnettar olmak, duymak {his}
|
|
| owe |
f. borcu olmak, borçlu olmak; bir hissin etkisi altında olmak; minnettarı olmak. |
|
| owe |
f. borcu olmak, borçlu olmak: How much do I owe you? Sana ne kadar borcum var? That company owes us a billion liras. O şirketin bize bir milyar lira borcu var. owing to nedeniyle, -in sayesinde, yüzünden, -den dolayı. |
|
| owe |
owe
o
Fiil
* borcu olmak, borçlu olmak:
How much do I owe you?
Sana ne kadar borcum var?
That company owes us a billion liras.
O şirketin bize bir milyar lira borcu var.
owing to
nedeniyle, -in sayesinde, yüzünden, -den dolayı. |
|
| owe |
borcu olmak, borçlu olmak; bir hissin etkisi altın |
|
|