Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
owe Dinle! {əʋ}
  • [V] borçlu olmak, minnettar olmak, duymak {his}
owe f. borcu olmak, borçlu olmak; bir hissin etkisi altında olmak; minnettarı olmak.
owe f. borcu olmak, borçlu olmak: How much do I owe you? Sana ne kadar borcum var? That company owes us a billion liras. O şirketin bize bir milyar lira borcu var. owing to nedeniyle, -in sayesinde, yüzünden, -den dolayı.
owe owe o Fiil * borcu olmak, borçlu olmak: How much do I owe you? Sana ne kadar borcum var? That company owes us a billion liras. O şirketin bize bir milyar lira borcu var. owing to nedeniyle, -in sayesinde, yüzünden, -den dolayı.
owe borcu olmak, borçlu olmak; bir hissin etkisi altın