İngilizce » Türkçe  |
Yukarı  |
| prejudice |
{'predʒədıs}
- [N] önyargı, peşin hüküm, sakınca {hukuk}, zarar {hukuk}
- [V] etki altında bırakmak, önyargılı olmasına neden olmak, zarar vermek {hukuk}
|
|
| prejudice |
i. 1. önyargı. 2. kayırma, taraf tutma, tarafgirlik. 3. zarar, ziyan.
f. 1. haksız hüküm verdirmek. 2. zarara uğratmak. |
|
| prejudice |
i.
f. önyargı, peşin hüküm; tarafgirlik; haksız hüküm veya işten gelen zarar; garaz;
f. birine tesir ederek haksız hüküm verdirmek; haksız hüküm veya iş ile zarara uğratmak. prejudice against -e karşı haksız önyargı. prejudice in favor of lehine önyargı. without prejudice önyargısız; huk. haklarına dokunmaksızın. prejudiced
s. tarafgir. |
|
| prejudice |
prej.u.dice
prec'ıdîs
İsim
* önyargı.
* kayırma, taraf tutma, tarafgirlik.
* zarar, ziyan.
Fiil
* haksız hüküm verdirmek.
* zarara uğratmak. |
|
| prejudice |
önyargı, peşin hüküm; tarafgirlik; haksız hüküm ve |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
|
|