Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
push-bike Dinle! {'pʋʃ,baık}
  • [N] bisiklet

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
bell push {'belpʋʃ}
  • [N] zil düğmesi
bike Dinle! {baık}
  • [N] bisiklet, motosiklet
  • [V] bisiklet: bisiklete binmek, motosiklete binmek
push button {'pʋʃ,bʌtən}
  • [N] düğme: elektrik düğmesi, tuş, düğme
push-to-talk button
  • [N] düğme: konuşma düğmesi
push Dinle! {pʋʃ}
  • [N] itme, itiş, zorlama, sıkıştırma, çaba, gayret, atak, hamle, sıkışık durum, zor durum, torpil, arka çıkan kimse, kitle, topluluk, grup, çete
  • [V] itmek, itelemek, kakmak, sıkıştırmak, zorlamak, baskı yapmak, devam etmek, yürütmek, çaba harcamak, uğraşmak, zorla kabul ettirmek, reklâmla satmak, uyuşturucu satmak, merdiven dayamak, yaklaşmak {yaş}
at a push
  • [ADV] gerekirse, ihtiyaç halinde, zor durumda
get a job by push
  • [V] torpille işe girmek, araya adam koyup işe girmek
get the push
  • [ID] işten atılmak, kovulmak
give smb. the push
  • [ID] işten atmak, kovmak
Push Dinle!
  • [PHR] itmek: İtiniz
push around
  • [V] itip kakmak
push-bicycle {'pʋʃ,baısıkəl}
  • [N] bisiklet
push-button {'pʋʃ,bʌtən}
  • [A] tuşlu, düğme ile çalışan
push-button telephone
  • [N] tuşlu telefon
push-button war
  • [N] uzaktan kumandalı savaş, tuşlarla idare edilen savaş
push-button warfare
  • [N] uzaktan kumandalı savaş, tuşlarla idare edilen savaş
push down
  • [V] bastırmak
push forward
  • [V] ilerletmek
push into
  • [V] sokuşturmak
push off
  • [V] satmak, elden çıkarmak, avara etmek, çekip gitmek, defolmak