Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
put Dinle! {pʋt}
  • [A] hareketsiz, sabit
  • [N] para koyma, yatırma, atış, fırlatma, hamle
  • [V] koymak, bırakmak, yerleştirmek, tıkmak, atmak, sokmak, çevirisini yapmak, tercüme etmek, para koymak, yatırım yapmak, yüklemek, kurmak, sınamak, denemek
put f. {put,

__ting} koymak, yerleştirmek.
put f. {-put, -ting}

i.

s. koymak, yerleştirmek; belirli bir şekle sokmak; sokmak; avucu yukarı tutarak atmak {gülle}; sevketmek, harekete getirmek, zorlamak; hamletmek, üzerine yüklemek; söylemek, öne sürmek, reye koymak; acele gitmek, koşmak; kelimelerle ifade etmek;

i. koyma; fırlatma, hamle, saldırış;

s. k.dili yerleşmiş. put about çevirmek, geminin başını çevirmek. put across k.dili muvaffakıyetle yapmak; kabul ettirmek. put away bir tarafa koymak; saklamak; eski boşamak. put back geri koymak; eski yerine koymak; ilerlemesine mâni olmak; reddetmek; den. yoldan geri dönmek. put by saklamak, bir tarafa koymak. put down aşağı koymak, yere koymak, indirmek; bastırmak, menetmek; yazmak, kaydetmek; argo susturmak, ağzını kapamak; argo tenkit etmek. put forth tomurcuk sürmek; ileri sürmek, beyan etmek; çıkarmak, yayımlamak, neşretmek; meydana koymak; denize açılmak. put forward ileri sürmek, meydana sürmek; ileri al- mak {saat}. put in içeri koymak, sokmak; arzetmek, göz önünde bulundurmak; tıb. yerleştirmek, yerine koymak; den. sığınmak; girmek; geçirmek {vakit}. put off tehir etmek, geciktirmek, başka vakte bırakmak; çıkarmak {giysi}; reddedilmek; den. açılmak, ayrılmak. put on giymek; taklidini yapmak, suretini takınmak; açmak; atfetmek, üzerine yüklemek; toplamak, şişmanlamak; argo aldatmak. put on airs caka satmak. put on ones guard birini ikaz etmek. put on Othello Othello piyesini sahneye koymak. put one on to dikkatini çekmek. put ones finger on keşfetmek. put ones foot in it pot kırmak, gaf yapmak. put out çıkarmak; söndürmek; utandırmak; rahatsız etmek; yanmak {beysbol}; bozmak. put out of the way öldürmek. put over ba- şına amir veya memur olarak tayin etmek; geçirmek; tehir etmek, geri bırakmak; A.B.D., k.dili muvaffakıyetle yapmak. put over on k.dili aldatmak. Put the finger on {suçluyu} ihbar etmek, gammazlık etmek. put through bitirmek. put to bed yatağına yatırmak; baskı için son hazırlıkları yapmak. put to death öldürmek, idam etmek. put to rights doğrultmak, düzeltmek, tashih etmek. put two and two together imalı konuşmadan sonuç çıkarmak. put up yerine koymak; konservesini yapmak; misafir etmek; bina etmek, yapmak. put up with tahammül etmek, çekmek. put up to teşvik etmek.put up to one birine arzetmek; birinin reyine bırakmak. put upon rahatsız etmek. be put to it zor durumda bulunmak. stay put yerinde rahat durmak, yerinden kımıldamamak. I put it to you. Sizin arzunuza bırakıyorum. Put up your hands. Eller yukarı Teslim ol. Put me through {on the telephone}. Bağlayın.
put koymak
put put pût Fiil (D) put, putting * koymak, yerleştirmek.

Türkçe » İngilizce Yukarı
put
  • [N] idol, fetish, image, graven image, tin god, god, voodoo, cult figure
put ,-tu
1. idol, image, effigy {of a god}.
2. {Christian} cross; crucifix.

__ gibi as still as a statue, as if turned to stone.

__ kesilmek to become as still as a statue.
put ,-tu twisted silk thread.
put put[u] * idol, image, effigy {of a god}. * {Christian} cross; crucifix.
put idol