İngilizce » Türkçe  |
Yukarı  |
regard |
{rı'gɑ:rd}
- [N] bakış, anlamlı bakış, bakım, itibar, nazar, ilgi, ilişki, dikkat, önem, saygı, beğeni, takdir, hürmet
- [V] bakmak, göz önüne almak, dikkat: dikkate almak, hesap: hesaba katmak, saymak, saygı duymak, takdir etmek, beğenmek: çok beğenmek, önem vermek, ait olmak, ilgili olmak
|
|
regard |
f. 1. dikkatle bakmak. 2. saymak, ... gözüyle bakmak: I regard him as a friend. Onu arkadaş sayıyorum. 3. ilgilendirmek; ile ilgili olmak: This problem regards all of us. Bu sorun hepimizi ilgilendiriyor. This criticism regards Hasan. Bu eleştiri Hasan´la ilgili. 4. dikkate almak, hesaba katmak: He failed to regard these problems. Bu sorunları dikkate almadı. 5. dikkat etmek, kulak vermek, aldırmak: She failed to regard the warning. Uyarıya aldırmadı.
i. 1. bakış, nazar. 2. saygı, hürmet. |
|
regard |
{f.} dikkatle bakmak, dikkat etmek; itibar etmek, saymak; hürmet etmek, riayet etmek; addetmek, kabul etmek; dinlemek, dikkatli bakmak, dikkat etmek. as regards hakkında, hususunda. |
|
regard |
{i.} bakış, nazar; hürmet, saygı, riayet; itibar, sayma; mulâhaza, fikir. Give my regards. Selâm söyleyin. in regard to, with regard to nazaran, e gelince, hususunda. out of regard to hatırı için, e riayeten. without regard to bakmadan, ehemmiyet vermeden. |
|
regard |
f. 1. dikkatle bakmak. 2. saymak, ... gözüyle bakmak: I regard him as a friend. Onu arkadaş sayıyorum. 3. ilgilendirmek; ile ilgili olmak: This problem regards all of us. Bu sorun hepimizi ilgilendiriyor. This criticism regards Hasan. Bu eleştiri Hasan´la ilgili. 4. dikkate almak, hesaba katmak: He failed to regard these problems. Bu sorunları dikkate almadı. 5. dikkat etmek, kulak vermek, aldırmak: She failed to regard the warning. Uyarıya aldırmadı.
i. 1. bakış, nazar. 2. saygı, hürmet. |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
regard with disfavor |
- [V] beğenmemek, hoşlanmamak
|
|
regard as possible |
|
|
in this regard |
- [ADV] bu bakımdan, bu konuda
|
|
with regard to |
- [ADV] bakımından, bir şeye gelince
|
|
regard as |
- [V] saymak, olarak görmek, gibi görmek, kabul etmek
|
|
self-regard |
{,selfrı'gɑ:rd}
- [N] kendini önemseme, özsaygı
|
|
as regard |
1. kadar. olarak. gibi. iken. ki. madem. olduğu gibi. -diği gibi. iken. -irken. karşın. rağmen. mademki. gibi. |
|
best regard |
1. en iyi. birinci sınıf. en iyi şekilde. en çok. en. yenmek. alt etmek. geçmek. |
|
hold s.o./s.t. in high regard |
birine/bir şeye saygı duymak. |
|
in regard to |
bak. with regard to. |
|
out of regard for/to |
-in hatırı için. |
|
pay regard to |
-i dikkate almak. |
|
regard s.t. as good riddance |
{birinin uzaklaştırılmasını, bir şeyin yok edilmesini} hoş karşılamak. |
|
regard s.t. as good riddance |
{birinin uzaklaştırılmasını, bir şeyin yok edilmesini} hoş karşılamak. |
|
with regard |
1. ile. birlikte. beraber. -li. |
|
with regard to |
-e gelince. |
|
without regard to |
-e bakmadan, -e aldırmadan. |
|
hold someone in high regard |
* birine/bir şeye saygı duymak. |
|
hold something in high regard |
* birine/bir şeye saygı duymak. |
|
in regard to |
* -e gelince. |
|
|
|