Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
soap Dinle! {səʋp}
  • [N] sabun
  • [V] sabunlamak
soap i.
1. sabun.
2. TV, radyo melodram dizisi.

f. sabunlamak.
soap i.

f. sabun; A.B.D., {argo} rüşvet;

f. sabunlamak, sabun sürmek. soap bubble sabun köpüğü; süs. soap dish sabunluk. soap opera A.B.D., k.dili. radyo veya televizyonda yayınlanan bir seri melodram. no soap A.B.D., {argo} imkânsız, katiyen; boş, verimsiz, faydasız. soft soap arapsabunu; k.dili. yağcılık.
soap soap sop İsim * sabun. television, radio * melodram dizisi. Fiil * sabunlamak.
soap sabun; {A.B.D.}, {argo} rüşvet; sabunlamak, sabun

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
Please give me a bar of soap.
  • [PHR] kalıp: Bir kalıp sabun verin lütfen.
My mother is a soap opera addict.
  • [PHR] film: Annem dizilik filimlerden hoşlanıyor.
shaving soap
  • [N] tıraş sabunu
Castile soap
  • [N] sabun: zeytinyağı ve soda sabunu
dish soap
  • [N] deterjan: bulaşık deterjanı
floor soap
  • [N] sabun: yer sabunu
Please bring me some extra soap.
  • [PHR] sabun: Lütfen daha sabun getirin.
There is no soap.
  • [PHR] sabun: Sabun yok.
yellow soap
  • [N] sabun: Arap sabunu
soap buble
  • [N] sabun köpüğü
soap dish {'səʋpdıʃ}
  • [N] sabunluk
soap down
  • [V] sabunlamak, yağcılık yapmak, yaltaklanmak, ayartmak
soap opera
  • [N] beyaz dizi, dizi film {yüzlerce bölümlük}
soft soap
  • [N] sabun: Arap sabunu, pohpohlama, yağcılık yapma
bar of soap sabun kalıbı.
no soap k. dili imkânsız, imkânı yok.
soap bubble sabun köpüğü.
soap dish sabunluk, sabun tası.
soap opera TV, radyo melodram dizisi.
soap powder toz sabun, sabun tozu.