Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
steady Dinle! {'stedı}
  • [A] sağlam, sarsılmaz, istikrarlı, düzenli, oturmuş, titremeyen, sakin, sürekli, devamlı, değişmez, sabit
  • [N] sabit durum, istikrar, kalıcı arkadaş, kız arkadaş, sevgili, uzatmalı sevgili
  • [V] sallanmasını kesmek, titremesini durdurmak, sakinleştirmek, sabit kalmak, hareket etmemek, kıpırdamamak, titrememek, istikrarlı gitmek
steady s.

i.

f. ünlem sabit, titremez, sallanmaz, değişiklik göstermez, oynamaz; şaşmaz, dönmez, metin; sağlam; ılımlı, ciddi; düzenli, muntazam; sürekli, daimi; den. yerinde duran, rüzgârdan sallanmaz;

i. {argo} devamlı flört edilen arkadaş;

f. sabit kılmak, titremesini veya sallanmasını kesmek; sabit durmak, sallanmamak, kımıldamamak; ünlem, den. Viyal Ağır ağır Oynatmak Sakin ol. go steady k.dili. devamlı olarak aynı kişi ile flört etmek. steadily

z. durmadan, muntazaman. steadiness

i. metanet, sarsılmazlık.
steady s.
1. titremeyen; sağlam.
2. değişmeyen; durmayan, devamlı.
3. durmadan aynı şekilde akan {su}.
4. sabit {bakış}.
5. sağlam, pusulayı şaşırmayan {kimse}.
6. tutarlı, istikrarlı, güvenilir.
7. sağlam {sinirler}: He´s got steady nerves. Sinirleri sağlam.
8. k. dili bir başkasıyla çıkmayan/flört etmeyen {erkek/kız arkadaş}.

f.
1. {bir şeyin} titremesini durdurmak.
2. sakinleştirmek.
3. istikrar bulmak.
4. doğru yola getirmek; {birini} doğru yolda tutmak.
steady dengeli
steady kararlı

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
go steady
  • [V] aynı kız oğlanla çıkmak
steady! {'stedı}
  • [INTRJ] kımıldama!, oynatma!
steady on!
  • [INTRJ] sakin ol!
steady state
  • [N] sabit hal, kararlı hal
go steady devamlı olarak tek bir kişi ile flört etmek; with ancak {belirli biriyle} çıkmak/gezmek.
go steady k. dili birbirinden başka kimseyle çıkmamak/flört etmemek.
go steady with k. dili sadece {belirli biriyle} çıkmak/flört etmek.
static or steady-state acceleration error kalıcı ivme hatası
static or steady-state position error kalıcı konum hatası
static or steady-state velocity error kalıcı hız hatası
steady flow yatışkın akış
steady state acceleration error kalıcı ivme hatası
steady state deviation kalıcı durum sapması
steady state oscillation kalıcı durum salınımı
steady state position error kalıcı konum hatası
steady state theory sabit durum teorisi
steady-state deviation kalıcı durum sapması
go steady Konuşma Dili * {birbirine âşık iki genç} ancak birbiriyle çıkmak/gezmek.
go steady with * sadece {belirli biriyle} çıkmak/flört etmek.
as steady as prep.gibi sabit:ıf.|gibi sabit