Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
steep Dinle! {sti:p}
  • [A] sarp, dik, yalçın, inanılmaz, aşırı, abartılı, fahiş
  • [N] yokuş: dik yokuş, uçurum, sarp kayalık, ıslatma, ıslanma, ıslatma sıvısı
  • [V] demlemek, ıslatmak, suda bekletmek, suya koymak, doyurmak, içirmek
steep s.

i. dik, sarp; k.dili. fazla, aşırı, yüksek {fiyat};

i. dik yokuş, uçurum. steeply

z. dikine; hızla. steepness

i. sarplık, diklik.
steep f.

i. suya bastırmak, iyice ıslatmak, karmak; demlendirmek, demlemek; fig. doldurmak, içine işletmek; demlenmek; iyice ıslanmak;

i. demlenme, demlendirme; iyice ıslatma veya ıslanma; içinde bir şey ıslatılan sıvı veya kap. He is steeped in Near East history Yakın Doğu tarihi konusunda çok bilgilidir .
steep s.
1. dik, sarp.
2. yüksek {fiyat}.
steep f.
1. {çayı} demlemek; {çay} demlenmek.
2. {in} {sıvıya} bastırıp bekletmek; {sıvıya} bastırılıp bekletilmek.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
steep oneself in
  • [V] kendini vermek, her şeyini öğrenmek, alimi olmak
steep the tea
  • [V] çay demlemek
steep o.s. in bir konuda derinleşmek.
steep oneself in kendini vermek, her şeyini öğrenmek, alimi olmak f.
steep the tea çay demlemek f.