Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
supply Dinle! {sə'plaı}
  • [A] besleme, ikmal, karşılayan, sağlayan, tedarik eden, başkasının yerine bakan, vekil
  • [ADV] esnek olarak, elastik olarak, uysalca, uyumlu biçimde
  • [N] karşılama, sağlama, tedarik, verme, arz, sunu, miktar, mevcut, vekil, yerine geçen kimse, bütçe, ödenek, erzak, levazım, ikmal malzemesi
  • [V] karşılamak, sağlamak, gidermek, ihtiyacı karşılamak, tedarik etmek
supply f.

i. sağlamak, tedarik etmek, temin etmek; ihtiyacı karşılamak; tatmin etmek; telafi etmek, yerini doldurmak; bir makamı işgal etmek;

i. tedarik, teçhiz; mevcut; gen. çoğ. erzak, gereç, levazım, malzeme; vekil. cut off the supplies gerekli ihtiyaç maddelerini kesmek. in short supply kıt, yetersiz. law of supply and demand arz ve talep kanunu.
supply z. esnek olarak, kendini duruma uydurarak.
supply f. with {birinin ihtiyacını} karşılamak; {bir şeyi} bulup {müşteriye} ulaştırmak: He supplies us with tobacco. Tütün ihtiyacımızı karşılıyor. Can you supply us with it by Monday? Onu bulup bize pazartesiye kadar ulaştırabilir misiniz?

i.
1. {ileride kullanılmak üzere hazır olan} miktar: We´ve got a good supply of sugar. Stokta yeterli miktarda şeker var.
2. çoğ. gereçler, malzeme, materyal.
supply besleme

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
How large is the oxygen supply?
  • [PHR] oksijen: Hangi oksijen yediğiniz var?
power supply
  • [N] enerji kaynağı, akım kaynağı, güç kaynağı
source of supply
  • [N] kaynak, karşılayan kaynak
supply and demand
  • [N] arz ve talep
supply a want
  • [V] isteği karşılamak, isteği yerine getirmek
supply base
  • [N] ikmal üssü
supply depot
  • [N] ikmal deposu
supply lines
  • [N] ikmal hatları
supply pipe
  • [N] besleme borusu
supply sergeant
  • [N] levazım başçavuşu
supply the place of
  • [V] yerini doldurmak
water supply {'wɒtərsə,plaı}
  • [N] su kaynağı, su rezervi
auxiliary power supply yardımcı güç kaynağı
auxiliary power supply yardımcı güç kaynağı
auxiliary power supply yan güç kaynağı
available water supply kullanılabilir su kaynağı
be in short supply az miktarda bulunmak.
be in short supply az olmak; az bulunmak.
law of supply and demand ekon. sunu ve istem kuralı, arz ve talep kanunu.
power supply güç kaynağı