İngilizce » Türkçe  |
Yukarı  |
tenure |
{'tenjər}
- [N] kullanım hakkı, tasarruf hakkı, kira süresi, görev süresi, kullanma
|
|
tenure |
i. 1. {toprağa ait} mülkiyet. 2. {belirli bir makamda} bulunma: I see no reason why there cannot be a joint tenure of the throne. Tahtın iki hükümdar tarafından paylaşılmasını engelleyebilecek bir neden görmüyorum. 3. memuriyet süresi, memuriyet. 4. {öğretim görevlisinin} kontratı yenilemeden makamında kalma hakkı. |
|
tenure |
{i.} işinde kalabilme hakkı; memuriyet veya kullanım süresi; imtiyaz, ayrıcalık. |
|
tenure |
ten.ure
ten'yır
İsim
* {toprağa ait} mülkiyet.
* {belirli bir makamda} bulunma.
* memuriyet süresi, memuriyet.
* {öğretim görevlisinin} kontratı yenilemeden makamında kalma hakkı. |
|
tenure |
işinde kalabilme hakkı; memuriyet veya kullanım sü |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
|
|