tied to one's mother's apron-strings |
- [ID] ana kuzusu, annesine aşırı düşkün
|
|
be tied |
|
|
tied house |
- [N] belli bir marka içki satan bar
|
|
tongue-tied |
{'tʌŋ,taıd}
|
|
be tongue-tied |
- [V] dil: dili tutulmak, konuşamamak, susmak
|
|
be tied to |
-e bağlı olmak, -e tabi olmak: The value of the mark is tied to the value of the pound. Markın değeri sterlininkine bağlı. |
|
be tied to a woman´s apron strings |
k. dili bir kadının tahakkümü altında olmak. |
|
be tied up |
k. dili 1. meşgul olmak. 2. in {para} {belli bir şeye} yatırılmış olmak. 3. {para} {hukuki yönden} ancak belirli birkaç amaç için kullanılabilmek; {mülk} {hukuki yönden} satılamamak/intikal edememek. |
|
fit to be tied |
k. dili çok öfkeli, babaları tutmuş, küplere binmiş, zıvanadan çıkmış. |
|
tied up |
1. bağlanmış. bağlı. borç veren ülkeden satın alma şartı getiren. |
|
tongue-tied |
s. {utanç, heyecan, korku v.b.´nden} dili tutulmuş. |
|
be tied to |
* -e bağlı olmak, -e tabi olmak. |
|
be tied to a woman's apron strings |
* bir kadının tahakkümü altında olmak. |
|
be tied up |
* meşgul olmak.
* [in] {para} {belli bir şeye} yatırılmış olmak.
* {para} {hukuki yönden} ancak belirli birkaç amaç için kullanılabilmek; {mülk} {hukuki yönden} satılamamak
veya intikal edememek. |
|
fit to be tied |
Konuşma Dili
* çok öfkeli, babaları tutmuş, küplere binmiş, zıvanadan çıkmış. |
|
tongue-tied |
tongue-tied
t^ng'tayd
Sıfat
* {utanç, heyecan, korku v.b.'nden} dili tutulmuş. |
|
tongue tied |
dili tutulmuş |
|
be tied |
bağlanmak |
f. |
be tongue tied |
dili tutulmak, konuşamamak, susmak |
f. |
tied house |
belli bir marka içki satan bar |
|