tool |
{tu:l}
- [N] alet, araç, parça, keski
- [V] aletle işlemek, araba kullanmak
|
|
tool |
{tu:l}
- [N] çük (arg.), penis, kamış (arg.)
|
sl. |
tool |
i.
f. alet, el aleti, kalem; çoğ. takım, avadanlık; herhangi bir işi görmek için gerekli olan vasıta; herkesin oyuncağı olan kimse; {argo} penis;
f. aletle şekil vermek veya yapmak; kalıp gibi aletle süslemek; {argo} arabaya binip sürmek. tool box takım kutusu. tooling
i. çizgili olarak taş yontma; sıcak kalıpla kitap kapağına süs yapma. |
|
tool |
i. 1. alet, el aleti. 2. araç, vasıta. 3. piyon, başkasının istediği gibi kullandığı kimse. 4. kaba penis, alet, babafingo.
f. arabada gitmek; {arabayı} sürmek; {birini} {arabada} {bir yere} götürmek. |
|
tool |
araç |
|
|