İngilizce » Türkçe  |
Yukarı  |
| tread |
{tred}
- [N] basış, yürüyüş, ayak sesi, basamak, ayakkabı tabanı, pedallar arası açıklık, çiftleşme {erkek kuş}
- [V] dans figürü yapmak, adımlamak, arşınlamak, yürümek, basmak, ezmek, çiftleşmek {erkek kuş}
|
|
| tread |
f. {trod, trod.den/trod} 1. on -e basmak, -in üzerine basmak: tread on a nail çiviye basmak. 2. on -e basmak, -i çiğnemek: Don´t tread on the flowers. Çiçekleri çiğneme. 3. yürümek.
i. 1. ayak basışı. 2. yürüyüş. 3. merdiven basamağının döşeme tahtası. 4. oto. lastik tırtılı. |
|
| tread |
f. {trod, trodden}
i. ayak basmak; yürümek; ayak altında çiğnemek, ayakla ezmek; dans figürü yapmak; çiftleşmek {erkek kuş};
i. ayak basışı; yürüyüş; merdiven basamağının döşeme tahtası; tekerleğin veya ayakkabının yere temas eden kısmı, lastik tırtıl; yumurtada iç göbek. tread down ayak altında çiğnemek. tread on üstüne basmak, çiğnemek. tread on air sevinçten kendini havada uçar gibi hissetmek. tread on eggs ziyadesiyle ö1çü1ü davranmak. tread on ones toes birinin hislerini incitmek; başkasının hakkına tecavüz etmek. tread out ayakla ezip özünü çıkarmak. tread the boards, tread the stage aktörlük yapmak, piyeste oynamak. tread under foot ayak altında çiğnemek. tread on ones heels peşine düşmek, yakından takip etmek. tread water el ve ayakların hafif hareketleriyle su içinde dik durmak. |
|
| tread |
tread
tred
Fiil (D) trod, trodden/trod
* [on] -e basmak, -in üzerine basmak.
* [on] -e basmak, -i çiğnemek.
* yürümek.
İsim
* ayak basışı.
* yürüyüş.
* merdiven basamağının döşeme tahtası.
automotive
* lastik tırtılı. |
|
| tread |
{trod, trodden} ayak basmak; yürümek; ayak altınd |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
| tread on smb.'s corns |
- [ID] nasırına basmak, gücendirmek, bamteline basmak
|
|
| tread board |
|
|
| tread lightly |
- [V] hafifçe basmak, ölçülü davranmak
|
|
| tread on |
- [V] üstüne basmak, basmak, üzerinde yürümek
|
|
| tread on air |
- [ID] sevinç: sevinçten havalara uçmak
|
|
| tread out |
- [V] basıp söndürmek, ayağıyla söndürmek
|
|
| tread the boards |
- [V] sahneye çıkmak, aktör olmak
|
|
| tread under foot |
- [N] çiğneme
- [V] ayak altında çiğnemek, ezmek
|
|
| caterpillar tread |
tırtıllı palet, tırtıl. |
|
| tread down |
-i ayak altında çiğnemek. |
|
| tread in s.o.´s footsteps |
birini örnek almak, birinin izinden yürümek. |
|
| tread on air |
k. dili sevinçten ayakları yere değmemek. |
|
| tread on eggs |
k. dili fazlasıyla ölçülü davranmak. |
|
| tread on s.o.´s heels |
k. dili birinin peşine düşmek, birini yakından takip etmek. |
|
| tread on s.o.´s toes/corns |
k. dili, bak. step on
s.o.´s toes/corns. |
|
| tread under foot |
ayak altında çiğnemek. |
|
| tread water |
el ve ayakların hafif hareketiyle su içinde dik durmak. |
|
| caterpillar tread |
* tırtıllı palet, tırtıl. |
|
| tread in someone's footsteps |
* birini örnek almak, birinin izinden yürümek. |
|
| tread on air |
* sevinçten ayakları yere değmemek. |
|
|
|