Sonuçlar

Türkçe » İngilizce Yukarı
tuzlu
  • [A] salty, salted, salt, saline, saliferous, brackish
tuzlu
1. very salty.
2. coated or covered with salt crystals.
3. colloq. expensive, pricy, high.

tuzluya mal olmak/oturmak/patlamak /a/ to cost {someone} a bundle.

tuzlu su salt water.
tuzlu * very salty. * coated/covered with salt crystals. konuşma dili * expensive, pricy, high.
tuzlu brackish
tuzlu briny

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
çok tuzlu
  • [A] briny
geyiklerin yaladığı tuzlu toprak
  • [N] deer lick
tuzlu kraker
  • [N] pretzel
maden tuzlu ilaç
  • [N] saline
Bu çok tuzlu.
  • [PHR] salty: It's too salty.
tuzlu pınar
  • [N] saline
tuzlu simit
  • [N] pretzel
tuzlu su
  • [A] saltwater
  • [N] brine, salt water
tuzlu suya bastırmak
  • [V] souse
yemek sonunda yenen tuzlu şey
  • [N] savory, savoury (Brit.)
tuzlu su * salt water.
prep.gibi tuzlu:ıf.|gibi tuzlu as salt as
tuzlu karides brine shrimp
tuzlu su salt water
tuzlu su brine
tuzlu suda su verme brine quenching
(su) hafif tuzlu brackish
tuzlu su brine
tuzlu suya ait saltwater
küçük tuzlu yiyecek savoury