Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
knee-length {'ni:,leŋkɵ}
  • [A] diz boyu

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
Will you adjust the length?
  • [PHR] ayarlamak: Boyunu ayarlar mısınız?
I banged my knee.
  • [PHR] çarpmak: Dizimi çarptım.
feature-length {'fi:tʃərleŋkɵ}
  • [A] film süresi kadar
half-length Dinle! {,hæf'leŋkɵ}
  • [A] yarım boy
knee Dinle! {ni:}
  • [N] diz, dirsek şeklinde parça
  • [V] diz ile vurmak
bend the knee
  • [V] diz çökmek, boyun eğmek, yola gelmek
knee bend {'ni:bend}
  • [N] diz çökme
knee bending
  • [N] diz çökme
knee-breeches {ni:'bri:tʃız}
  • [N] pantolon: kısa pantolon
knee-deep Dinle! {,ni:'di:p}
  • [A] diz boyu, dizlerine kadar batmış
knee-high Dinle! {,ni:'haı}
  • [A] diz boyu, dize kadar
knee jerk {'ni:dʒɜ:rk}
  • [N] diz refleksi
knee-joint {'ni:dʒɔınt}
  • [N] diz eklemi
knee-length skirt
  • [N] diz boyu etek
knee pad {'ni:,pæd}
  • [N] dizlik
knee-pan {'ni:,pæn}
  • [N] dizkapağı
knee pipe
  • [N] dirsek boru
knee shot
  • [N] dizden yukarısını çekme
length Dinle! {leŋkɵ, leŋɵ}
  • [N] uzunluk, boy, süre
at full length
  • [ADV] boylu boyunca, bütünüyle, ayrıntılarıyla

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
metres in length. length