Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
level-headed {'levəl,hedıd}
  • [A] sağduyulu, mantıklı, akılcı, aklı başında, dengeli
level-headed
1. sağduyulu. mantıklı. akılcı. aklı başında. dengeli.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
addle-headed {'ædəl,hedıd}
  • [A] şaşkın, sersem, beyinsiz
air level
  • [N] tesviye aleti, düzeç
A level
  • [N] lise bitirme sınavı (Brit.)
bald-headed {,bɔ:ld'hedıd}
  • [A] kel kafalı
go bald-headed into
  • [ID] balıklama dalmak, düşünmeden girişmek
bone-headed {'bəʋn,hedıd}
  • [A] kalın kafalı, mankafa, dangalak
clear-headed {,klıər'hedıd}
  • [A] zihni açık, aklı başında, sağlıklı düşünebilen
cool-headed {ku:l'hedıd}
  • [A] soğukkanlı, serinkanlı
educational level
  • [N] eğitim düzeyi
empty-headed Dinle! {,emptı'hedıd}
  • [A] boş kafalı, akılsız, kuş beyinli
eye level
  • [N] göz seviyesi
fat-headed {'fæt,hedıd}
  • [A] mankafa, aptal, kalın kafalı
gray-headed {'greı,hedıd}
  • [A] kır saçlı
gray-headed man
  • [N] yaşlı adam
grey-headed {greı'hedıd}
  • [A] kır saçlı
grey-headed man
  • [N] yaşlı adam
ground level
  • [N] yer seviyesi
hard-headed {,hɑ:rd'hedıd}
  • [A] dik başlı, inatçı, gerçekçi
-headed
  • [SUFF] başlı, kafalı
headed Dinle! {'hedıd}
  • [A] başlı, sorumlusu olan, başlıklı, antetli

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
Line-In Volume Level Line-In Volume Level