Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
fool Dinle! {fu:l}
  • [A] budala
  • [N] aptal, enayi, akılsız, budala, maskara, salak, soytarı, meyve ve süt tatlısı
  • [V] kandırmak, enayi yerine koymak, maskaraya çevirmek, gülünç duruma sokmak, şaka yapmak, eğlenmek, vakit geçirmek, oyalanmak
fool f.
1. aldatmak.
2. şaka yapmak.
fool i. ahmak, budala, enayi, aptal.
fool i. ahmak veya budala kimse, enayi veya aptal kimse, alık veya akılsız kimse; soytarı; küçük düşürülen kimse. fools cap soytarı külâhı; okullarda oğrencilere eskiden ceza olarak giydirilen yüksek ve sivri tepeli külâh. foolscap

i. yaklaşık olarak 33 x 40 cm ebadında kâğıt. fools errand bir iş için boşuna bir yere gitme. fools mate satranç oyununda belirli ve çok basit bir usul ile mat etme. fools paradise geçici ve gerçek olmayan mutluluk. All Fools Day ing, April Fools Day {A.B.D}. 1 Nisan. make a fool of {bir kimseyi} enayi yerine koymak, budala mevkiine düşürmek. play the fool maskara olmak, rezil olmak.
fool f. aldatmak,oynatmak; delilik ve maskaralık etmek; boşuna vakit geçirmek, eğlenmek. fool around kdili aylak aylak dolaşmak fool around with kurcalamak, ile oynamak. fool away {k}.dili delice sarfetmek, israf etmek, boşuna geçirmek; kaçırmak. fool with {k}.dili ile oynamak, boşuna uğraşmak.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
act the fool
  • [V] aptalca davranmak, aptallık etmek
April-fool
  • [V] Nisan 1 şakası yapmak
a bit of a fool
  • [A] çok aptal
bloody fool
  • [N] salağın dik alâsı
act like a fool
  • [V] aptallık etmek
All Fool's day
  • [NPR] bir Nisan, Nisan bir
April Fool
  • [N] Nisan 1 şakası yapılan kimse
April Fool's day
  • [N] Nisan bir
damned fool
  • [N] aptal: Allah'ın belâsı aptal, salak: kahrolası salak
fool's errand
  • [N] sonucu olmayan iş
fool's paradise
  • [N] hayal alemi, geçici mutluluk
he is nobody's fool
  • [ID] onu kimse kandıramaz, kimsenin enayisi değildir
make a fool of oneself
  • [N] kendini gülünç duruma düşürmek, gülünç olmak
nobody's fool
  • [ID] kimsenin kandıramadığı tip, kimsenin enayisi olmayan kişi
play the fool
  • [V] maskaralık etmek
What a fool!
  • [INTRJ] sersem: Ne kadar sersem!
fool about
  • [V] aylak aylak dolaşmak, maskaralık etmek, oyalanmak
fool around
  • [V] aylak aylak dolaşmak, maskaralık etmek, oyalanmak
fool away
  • [V] boşa geçirmek, aptalca harcamak
gooseberry fool
  • [N] bektaşi üzümü kreması