İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
| miss the boat |
|
|
| miss the bus |
|
|
| miss one's footing |
- [N] ayağı kaymak, tökezlemek
|
|
| hit-and-miss |
{,hıtən'mıs}
- [A] rasgele, gelişigüzel, şansa
|
|
| hit or miss |
{,hıtər'mıs}
- [ADV] rasgele, gelişigüzel, sonunu düşünmeden
|
|
| miss the mark |
- [ID] hedefi vuramamak, ıskalamak, konu dışı olmak
|
|
| miss |
{mıs}
- [N] hanım, bayan {evlenmemiş}, matmazel, kız, ıska, karavana, isabet etmeme
- [V] ıskalamak, özlem duymak, gözlemek, vuramamak, kaçırmak, özlemek, aramak, eksik olmak, kaçırmak {fırsat}
|
|
| not to miss |
|
|
| You can't miss it. |
- [PHR] görünmek: Mutlaka görürsün.
|
|
| miss fire |
|
|
| miss out |
|
|
| miss the point |
- [V] anlayamamak, konuyu anlamamak
|
|
| | |