İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
| kick the bucket |
- [ID] nalları dikmek, ölmek
|
|
| corner kick |
|
|
| drop kick |
{'drɒp,kık}
- [N] top sektikten sonra yapılan vuruş
|
|
| free kick |
- [N] frikik (spor.), serbest vuruş
|
|
| frog kick |
|
|
| kick one's heels |
- [ID] ağaç olmak, sabırsız: sabırsızca beklemek, sabırsızlanmak, bekletilmek
|
|
| kick up one's heels |
- [ID] canlanmak, neşelenmek
|
|
| kick |
{kık}
- [N] tekme, tepme, geri tepme, enerji, heyecan, zevk, sertlik, karşı gelme, yakınma
- [V] tekmelemek, tekme atmak, tepmek, çitme atmak, tepinmek, teklemek, geri tepmek, yakınmak, sızlanmak, bırakmak, vazgeçmek
|
|
| give a kick |
- [V] atmak, tekme atmak, tekmelemek
|
|
| kick about |
- [V] sağa sola atmak {top}
|
|
| kick and stamp |
|
|
| kick back |
{'kık,bæk}
|
|
| kick (horse) |
{kık}
|
|
| kick in |
- [V] tekme atmak, bağışlamak, bağışta bulunmak
|
|
| kick off |
- [V] başlama vuruşu yapmak, oyunu başlatmak, başlamak, girişmek, nalları dikmek
|
|
| kick out |
- [V] kırmızı kart göstermek, kovmak
|
|
| kick-starter |
{'kık,stɑ:rtər}
- [N] marş, motosiklet motoru
|
|
| kick up |
- [V] toz kaldırmak, mesele çıkarmak, ortalığı karıştırmak
|
|
| kick with both hind feet (horse) |
|
|
| kick down the ladder |
- [V] merdiven: merdivenden düşmek
|
|
|
|