İngilizce » Türkçe  |
Yukarı  |
| live-forever |
i. herdemtaze, bot. Sedum purpureum |
|
| live-forever |
herdemtaze, {bot.} Sedum purpureum |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
| live in clover |
- [ID] hali vakti yerinde olmak, refah içinde yaşamak
|
|
| the course of live |
|
|
| live a dog's life |
- [ID] başı dertten kurtulmamak, köpek gibi sürünmek
|
|
| forever |
{fɔ:r'evər}
- [ADV] sonsuza dek, daima, ebediyen, devamlı, durmadan
|
|
| forever and ever |
|
|
| live beyond one's income |
- [V] gideri gelirini aşmak, ayağını yorganına göre uzatmamak
|
|
| live within one's income |
- [V] ayağını yorganına göre uzatmak
|
|
| live in an ivory tower |
- [V] hayâl aleminde yaşamak
|
|
| live |
{laıv}
- [A] canlı, diri, elektrikli, yaşayan, hayat dolu, hareketli, güncel, naklen, elektrik yüklü, sönmemiş, yanmamış, parlak
|
|
| live |
{lıv}
- [V] yaşamak, hayatta kalmak, oturmak, hayatın tadını çıkarmak
|
|
| live a life of pleasure |
|
|
| live broadcast |
- [N] canlı yayın, naklen yayın
|
|
| live down |
|
|
| live freely |
- [V] hayatın tadını çıkarmak
|
|
| live in |
|
|
| live it up |
- [ID] hızlı yaşamak, gününü gün etmek
|
|
| live off |
- [V] parasıyla yaşamak, geçimini sağlamak
|
|
| live on |
- [V] beslenmek, geçimini sağlamak
|
|
| live on by |
|
|
| live out |
- [V] yatılı çalışmamak, işyerinde yaşamamak
|
|
|
|