Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
out-of-sight Dinle!
  • [A] gözden uzak, görünmez, görüş alanı dışındaki

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
catch sight
  • [V] farketmek, gözüne ilişmek
draft at sight
  • [N] görüldüğünde ödenecek poliçe
no end in sight
  • [A] uçsuz bucaksız
front sight
  • [N] arpacık, tüfek arpacığı
line of sight {,laınəv'saıt}
  • [N] görüş mesafesi, bakış açısı
lose sight of
  • [V] gözden kaybetmek
organ of sight
  • [N] görme organı
sense of sight
  • [N] görme duyusu
short sight
  • [N] miyopluk
sight Dinle! {saıt}
  • [N] görme, görme yeteneği, görüş, göz, nazar, kanı, ibraz, görüntü, görünüş, görünüm, manzara, ümit, ihtimal, hal, nişangâh
  • [V] görmek, gözlemlemek, gözlemek, bakmak, nişan almak, hedeflemek, ibraz etmek {çek vb.}
at first sight
  • [ADV] ilk görüşte, ilk bakışta, görür görmez
at sight
  • [ADV] görünce, görür görmez, bakarak
be a sight
  • [V] berbat halde olmak, perişan görünmek, pasak içinde olmak
by sight
  • [ADV] sima olarak
catch sight of
  • [V] gözüne ilişmek, görmek
come in sight
  • [V] görünmek, ortaya çıkmak
find favor in smb.'s sight
  • [ID] gözüne girmek
get out of my sight!
  • [INTRJ] defol!, gözüm görmesin seni!, gözüme görünme!
get sight of
  • [V] gözüne ilişmek, görmek
in my sight
  • [ADV] benim gözümde, benim nazarımda

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
görünmek sight again come