Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
sight Dinle! {saıt}
  • [N] görme, görme yeteneği, görüş, göz, nazar, kanı, ibraz, görüntü, görünüş, görünüm, manzara, ümit, ihtimal, hal, nişangâh
  • [V] görmek, gözlemlemek, gözlemek, bakmak, nişan almak, hedeflemek, ibraz etmek {çek vb.}
sight i.
1. görüş, görme yetisi.
2. görünüş, manzara: What a lovely sight you are! Bu ne güzellik böyle!
3. çoğ. görülecek yerler, turistik yerler.
sight f. {aranan birini/bir şeyi} görmek.
sight i. görme; gözlem, müşahede; muayene; görüş kuvveti; görülen şey, manzara; görülecek şey; göz erimi; inceleme fırsatı; fikir; nişangah; leh. çok miktar; k.dili. çirkin bir şey. sight draft ibrazında tediye olunacak poliçe. sight unseen görmeden{satın almak}. a sight for sore eyes bir içim su; hoş bir rastlantı. at sight ibrazında, gösterilince .catch sight of görüvermek, gözüne ilişmek. find favor in someones sight birinin gözüne girmek. in sight göz önünde, görünürde, gözle görülür, yakın. know by sight yüzünden tanımak, göz aşinalığı olmak. not by a long sight hiç, asla. on sight görülünce, görüldüğü anda. out of sight gözden uzak; k.dili. son derece yüksek, fahiş {fiyat}. Out of sight, out of mind, Gözden ırak olan gönülden de ırak olur. take a sight yerini belli etmek. You are a sight for sore eyes. Yüzünüzü gören cennetlik olur.
sight f. görmek; bakıp keşfetmek; nişan almak; nişangâhım ayarlamak; gözlemek; belirli bir yere dikkatle bakmak.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
catch sight
  • [V] farketmek, gözüne ilişmek
draft at sight
  • [N] görüldüğünde ödenecek poliçe
no end in sight
  • [A] uçsuz bucaksız
front sight
  • [N] arpacık, tüfek arpacığı
line of sight {,laınəv'saıt}
  • [N] görüş mesafesi, bakış açısı
lose sight of
  • [V] gözden kaybetmek
organ of sight
  • [N] görme organı
out-of-sight Dinle!
  • [A] gözden uzak, görünmez, görüş alanı dışındaki
sense of sight
  • [N] görme duyusu
short sight
  • [N] miyopluk
at first sight
  • [ADV] ilk görüşte, ilk bakışta, görür görmez
at sight
  • [ADV] görünce, görür görmez, bakarak
be a sight
  • [V] berbat halde olmak, perişan görünmek, pasak içinde olmak
by sight
  • [ADV] sima olarak
catch sight of
  • [V] gözüne ilişmek, görmek
come in sight
  • [V] görünmek, ortaya çıkmak
find favor in smb.'s sight
  • [ID] gözüne girmek
get out of my sight!
  • [INTRJ] defol!, gözüm görmesin seni!, gözüme görünme!
get sight of
  • [V] gözüne ilişmek, görmek
in my sight
  • [ADV] benim gözümde, benim nazarımda

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
görünmek sight again come