Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
short-spoken Dinle! {,ʃɔ:rt'spəʋkən}
  • [A] kaba, sert, nezaketsiz

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
bring short
  • [V] durdurmak
a button short
  • [ID] tahtası eksik, kaçık, şapşal
short circuit {,ʃɔ:rt'sɜ:rkıt}
  • [N] kısa devre, kontak
civil-spoken {,sıvəl'spəʋkən}
  • [A] nazik, terbiyeli
short commons
  • [N] yiyecek kıtlığı
I'd like a short cut.
  • [PHR] kesim: Kısa bir kesim istiyorum.
cut short
  • [V] uzatmamak, kısa kesmek, susturmak, uzattırmamak
spoken English
  • [N] İngilizce: konuşma İngilizcesi
fall short
  • [V] erişememek, kısa kalmak
foul-spoken
  • [A] ağzı bozuk, küfürbaz
free-spoken Dinle! {,fri:'spəʋkən}
  • [A] açık sözlü, sözünü esirgemeyen
have a short fuse
  • [V] çabuk sinirlenmek, tepesi çok çabuk atmak
short-haired {,ʃɔ:rt'heərd}
  • [A] kısa saçlı
short notice
  • [N] az mühlet, kısa süre
in short order
  • [ADV] çabucak, hemen
plain spoken {,pleın'spəʋkən}
  • [A] dobra dobra konuşan
pleasant-spoken
  • [A] tatlı dilli
red-short {'redʃɔ:rt}
  • [A] kızgın iken kırılan (met.)
in the short run
  • [ADV] yakın gelecekte, kısa vadede
run short of
  • [V] az kalmak, azalmak