Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
soft-soap f. k.dili. yağlamak, ayartmak.
soft-soap f. k. dili yağcılık ederek {birini} kandırmaya çalışmak; into tatlı sözlerle {birini} {bir şey yapmaya} ikna etmek.
soft-soap soft-soap sôft'sop Fiil, colloquial * yağcılık ederek {birini} kandırmaya çalışmak; [into] tatlı sözlerle {birini} {bir şey yapmaya} ikna etmek.
soft-soap {k. dili} yağlamak, ayartmak.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
Please give me a bar of soap.
  • [PHR] kalıp: Bir kalıp sabun verin lütfen.
soft-shell crab
  • [N] yengeç: kabuksuz yengeç
soft-boiled egg
  • [N] yumurta: rafadan yumurta
soft furnishings
  • [N] döşemelik kumaş
soft leather
  • [N] deri: yumuşak deri
My mother is a soap opera addict.
  • [PHR] film: Annem dizilik filimlerden hoşlanıyor.
A soft perm, please.
  • [PHR] perma: Yumuşak perma, lütfen.
soft roe
  • [N] balık menisi
shaving soap
  • [N] tıraş sabunu
soap Dinle! {səʋp}
  • [N] sabun
  • [V] sabunlamak
Castile soap
  • [N] sabun: zeytinyağı ve soda sabunu
dish soap
  • [N] deterjan: bulaşık deterjanı
floor soap
  • [N] sabun: yer sabunu
Please bring me some extra soap.
  • [PHR] sabun: Lütfen daha sabun getirin.
There is no soap.
  • [PHR] sabun: Sabun yok.
yellow soap
  • [N] sabun: Arap sabunu
soap buble
  • [N] sabun köpüğü
soap dish {'səʋpdıʃ}
  • [N] sabunluk
soap down
  • [V] sabunlamak, yağcılık yapmak, yaltaklanmak, ayartmak
soap opera
  • [N] beyaz dizi, dizi film {yüzlerce bölümlük}

Türkçe » İngilizce İlişkili Sonuçlar Yukarı
Soft Brleş Soft Synth