fisherman |
{'fıʃərmən}
|
|
sponge |
{spʌndʒ}
- [N] sünger, mayalı kabarık hamur, pandispanya, ayyaş, içkici, alkolik, asalak, otlakçı, beleşçi, uskunca fırçası
- [V] süngerle silmek, otlakçılık etmek, asalaklık etmek
|
|
pass the sponge over |
- [ID] sünger çekmek, unutmak
|
|
throw up the sponge |
- [ID] pes etmek, havlu atmak, yenilgiyi kabullenmek
|
|
sponge bag |
{'spʌndʒbæg}
|
|
sponge cake |
{'spʌndʒkeık}
|
|
sponge cloth |
- [N] gevşek dokunmuş yumuşak kumaş
|
|
sponge-diver |
|
|
sponge down |
- [V] süngerle silmek, ıslak süngerle temizlemek
|
|
sponge-down |
- [N] süngerle kurulama, süngerle suyunu alma
|
|
sponge-fishing |
- [N] süngercilik, sünger çıkarma
|
|
sponge on |
- [V] sırt: sırtından geçinmek, otlakçılık etmek, parasını yemek
|
|
sponge on smb. |
- [V] parasını yemek, sırt: sırtından geçinmek
|
|
sponge out |
- [V] süngerle temizlemek, yok etmek
|
|
sponge rubber |
|
|
sponge up |
- [V] süngerle suyunu almak, süngerle kurulamak, beleşe konmak, kurnazlıkla elde etmek
|
|
fisherman |
çoğ. fish.er.men {fîş´ırmîn}
i. balıkçı. |
|
sponge |
i.
f. sünger; sünger gibi emici şey; k.dili. asalak, tüfeyli, parazit; mayalanmış ve dinlenmeye bırakılmış hamur; platin gibi bazı madenlerin sünger hali; tıb. tampon; topun içini temizlemeye mahsus uzun saplı yuvarlak fırça, uskunca fırçası;
f. süngerle silmek veya suyunu almak; sünger toplamak. sponge on k.dili. parasını yemek, {başkasının} kesesinden geçinmek, {slang} otlamak, otlakçılık etmek. sponge bath ıslak süngerle silinerek yapılan banyo. sponge cake pandispanya. throw up the sponge k.dili. mücadeleden vazgeçmek, yenilgiyi kabul etmek. sponger
i. asalak, {slang} otlakçı. |
|
sponge |
i. 1. sünger. 2. k. dili otlakçı, beleşçi, bedavacı. 3. İng. pandispanya.
f. 1. süngerle temizlemek/ıslatmak/sürmek; up süngerle temizlemek. 2. k. dili {bir şeyi} otlakçılıkla elde etmek; on {birinin} sırtından geçinmek. |
|
sponge cake |
pandispanya. |
|