Sonuçlar

İngilizce » Türkçe Yukarı
tongue Dinle! {tʌŋ}
  • [N] dil, lisan, uzantı, erkek parça
  • [V] dil vuruşu yapmak {çalgı}, geçme yapmak {tahta}
tongue f. müz. dil vuruşu yapmak; tahtalara geçme kenar yapmak; k.dili konuşmak.
tongue i. dil; lisan; dil şeklinde şey; söz, konuşma; konuşma tarzı; konuşulan dil; araba oku; broş iğnesi; denize uzanan sivri burun, dil. a sharp tongue sert söz söyleme eğilimi. find ones tongue yeniden konuşabilmek, konuşmaya başlamak. gift of tongues dini bir toplantıda bilinmeyen kelimelerle konuşma. give tongue havlamak {av köpeği}. have ones tongue in ones cheek birini memnun etmek için düşündüğünden başka türlü ağız kullanmak, şaka yollu konuşmak. hold ones tongue susmak, dilini tutmak. put out ones tongue dilini çıkarmak. smoked tongue tütsü ile kurutulmuş dil, füme dil. wag ones tongue gevezelik etmek, boşboğazlık etmek.
tongue i.
1. anat. dil.
2. dil, lisan.
tongue tongue t^ng İsim * dil. * dil, lisan.

İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar Yukarı
has the cat got your tongue?
  • [ID] dil: dilini mi yuttun?
evil tongue
  • [N] şom ağız
a glib tongue
  • [N] güzel konuşma, konuşma yeteneği, hitabet sanatı
lash of one's tongue
  • [N] ağır konuşma, kırıcı söz
loose tongue
  • [N] düşük çene
mother tongue
  • [N] anadil
native tongue
  • [N] anadil
slip of the tongue
  • [N] dil sürçmesi, gaf
a smooth tongue
  • [N] tatlı dil
strawberry tongue
  • [N] paslı dil {hastalıktan}
boiled tongue
  • [N] dil: haşlanmış dil
guard one's tongue
  • [V] çenesini tutmak, dil: dilini tutmak
have a rough tongue
  • [ID] ağır konuşmak, kırıcı konuşmak
hold one's tongue
  • [ID] dil: dilini tutmak, dil: diline hakim olmak
hold your tongue!
  • [INTRJ] çeneni tut!
tongue and groove
  • [N] erkek ve dişi geçme parçaları
tongue-in-cheek {,tʌŋın'tʃi:k}
  • [A] şaka yollu, yarım ağızla yapılan, alaylı
tongue-lashing
  • [N] azar, fırça
tongue-tied Dinle! {'tʌŋ,taıd}
  • [A] suskun, konuşmayan
be tongue-tied
  • [V] dil: dili tutulmak, konuşamamak, susmak