İngilizce » Türkçe  |
Yukarı  |
| nose-dive |
f. 1. pike yapmak. 2. aniden düşmek. |
|
| nose-dive |
nose-dive
noz'dayv
Fiil
* pike yapmak.
* aniden düşmek. |
|
|
İngilizce » Türkçe İlişkili Sonuçlar |
Yukarı  |
| bleeding of the nose |
|
|
| blow one's nose |
|
|
| brown nose |
- [N] dalkavuk, kıç yalayan kimse
|
|
| brown-nose |
- [V] dalkavukluk etmek, kıç yalamak
|
|
| cock up the nose |
- [V] burnu havada olmak, havalarda olmak
|
|
| dive |
{daıv}
- [N] dalma, dalış, atlama, yaylanarak atlama, pike, batakhane
- [V] dalmak, atlamak, dalış yapmak, pike yapmak, elini daldırmak, gömülmek, azalmak, düşmek
|
|
| dive bomber |
{daıv'bɒmər}
|
|
| hawk nose |
- [N] kanca burun, gaga burun
|
|
| dive headfirst |
|
|
| hook nose |
|
|
| nose |
{nəʋz}
- [N] burun, koku alma yeteneği, emzik (mot.), meme (mot.), uçak burnu
- [V] koklamak, koku almak, koklayarak bulmak, burnunu sürmek, genizden çıkarmak {ses}, dikkatle ve yavaşça sürmek {araba}
|
|
| aquiline nose |
- [N] gaga burun, kargaburun
|
|
| follow one's nose |
- [ID] dümdüz gitmek, burnunun dikine gitmek, bildiğini okumak
|
|
| hold one's nose |
|
|
| keep one's nose clean |
- [ID] belâdan sakınmak, pis işlere bulaşmamak, başını belâya sokmamak
|
|
| look down one's nose at |
- [ID] tepeden bakmak, küçük görmek, hor görmek
|
|
| pay through the nose |
- [ID] çok pahalıya almak, kazıklanmak, kazık yemek
|
|
| poke one's nose into |
- [ID] burnunu sokmak, karışmak
|
|
| put one's nose into |
- [ID] burnunu sokmak, karışmak
|
|
| put smb.'s nose out of joint |
- [ID] gözden düşürmek, ayağını kaydırmak, papucunu dama attırmak, burnunu sürtmek, kırmak, kızdırmak
|
|
|
|